
Yalova İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile Ramazan Ayı boyunca yaptığımız “Ramazan Sohbetleri” serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile birlikte yaptığımız son görüşmede Müslümanların en fazla merak ettiği konulardan biri olan Ramazan Ayı’nda yapılabilecek ibadetleri konu aldık. İl Müftüsü Yılmaztürk, Müslümanların gerçekleştirebileceği ibadetler hakkında birçok önemli bilgi verdi.
“Ramazan sabır eğitimidir”
Ramazan ayının başlı başına bir ibadet olduğunu söyleyen İl Müftüsü Yılmaztürk, “Zaten oruca başlamış kişi, orucu bitirene kadar, iftar yapana kadar ibadet halindedir. Kendine sahip çıkması gerekiyor bu süre içerisinde. Oruç tutmak sadece yememek ve içmemek değildir Oruç tutmak, yemekten, içmekten uzak durmak; aynı zamanda eşiyle birlikte olmaktan uzak durmak demektir. Ama bunun dışında, sözüne de dikkat edecektir. Konuştuğu söze, yani dedikodu yapmayacaktır oruçluyken. Hiçbir zaman yapmayacak aslında bunları. Yani Ramazan’da yapmayacak olduklarını, diğer zamanlarda da yapmayacak, yeme içmenin dışında. Örneğin, laf taşımayacak, kimseyi beslemeyecek, israf etmeyecek, iftira atmayacak. Ramazan’da da yapmayacak. Bunu hiçbir zaman yapmamalıdır. Ramazan’da bunun eğitimini yapıyor aslında kişi. Ramazan sabır eğitimidir. Sabırlı olacak. Olur ki, birisi sataşırsa ona, Peygamberimiz diyor ki: “Desin ki, ben oruçluyum.” Yani, “Bırak beni, rahat ol. Ben seninle tartışamıyorum. Oruçluyum ben şu anda, işine bak.” deyip kendisi de işine bakacak. Hemen atlamayacak, yani kavgaya atlamayacak. Maalesef şeytan tahrik ediyor, insanlar da hemen bu oyuna geliyor. Hemen atlıyor, arabayı durduruyor, karşıdaki adamla yumruklaşıyor. Sonra pişman oluyor. İş işten geçmiş oluyor. Onun için sabır eğitimi vardır oruçta” şeklinde konuştu.
“Kur’an-ı Kerim okumasını bilen kişi, Ramazan’da bir hatim yapar”
Ramazan Ayı’nın aynı zamanda bir Kur’an Ayı olduğuna vurgu yapan İl Müftüsü Yılmaztürk, “Kur’an, Ramazan’da indiği için, Kur’an’ın doğum yıl dönümü olduğu için, Kur’an okumak, mukabele diyoruz biz buna. Mukabele demek, karşılıklı okumak demektir. Biri okur, diğerleri dinler. Camilerimizde ve evlerde mukabele okuma, her Kur’an-ı Kerim okumasını bilen kişi, Ramazan’da bir hatim yapar. Bir hatim yapar, kendisi Kur’an’ı okur, kendi görevini yapar. Bir taraftan, bir taraftan da ataları için dua eder bu şekilde. Hatim yapar, sonradan da dua eder. Genelde biz, Kadir gecelerinde cemaatimizden hatim yapanların duasını camilerde yaparız. O zamana kadar bitirmeye çalışırlar, Kadir Gecesi’ne kadar. Bitiremeyenler de Ramazan’ın sonunda dua ederek, yani yapmış oldukları bu ibadeti kabul buyurması için Cenab-ı Hak’tan niyazda bulunurlar. Bu vesileyle geçmişlerimize de rahmet eyle diye Cenab-ı Hak’a yalvarır, yakarır, niyazda bulunurlar. Yani biz böyle kayadan çıkmadık, dağdan düşmedik, havadan düşmedik yeryüzüne. Bizi birileri doğurdu, büyüttü, yetiştirdi. Üzerimizde emekleri var. Dolayısıyla anamıza, babamıza, dedemize, ninemize, okuldaki öğretmenlerimize, bir kısmı vefat etmiştir, cümlesine, memleketi bize bırakan gazilere, şehitlere, imanlı ecdada dua etmek, onların affedilmesi için Cenab-ı Hak’tan niyazda bulunmak bizim için bir vefa borcudur” ifadelerini kullandı.
“Ramazan geldi diye sevinmek bile ibadettir”
İslam inancından bahseden İl Müftüsü Yılmaztürk, “Bizim inancımıza göre, kişi günahkar ölebilir ama mahşerde diriltildiğinde günahsız olarak diriltilir. Sebebi de şudur: Bırakmış olduğu amel-i salih, sadaka-i cariye devam eden bir hayır bırakmışsa, o hayır onun hanesine yazılmaya devam eder. O arada günahları silinmiş, sevapları artmış olur. Kabirdeki adam hayırlı bir nesil bırakmış, evlat bırakmış. Hayırlı evlatlar, anası ve babası için dua etmişler, hayır hasenat yapmışlar. Anasının, babasının adını çeşme yapmış, yol yapmış, okul, hastane, hastaneye bir cihaz almış, mesela diyelim bir diyaliz hastası için bir cihaz almış veya başka bir yer vermiş, arsa bağışlamış, mesela örnek. Vakfetmiş. O ölenin öldükten sonra amel defterine o iyilikler yazılmaya devam eder. Öldüğü anda halbuki günahkar olarak ölmüştü ama diriltildiğinde günahsız olarak, Allah Teala onu: "Bak, senden sonra böyle. Senin bıraktığın nesiller, şu kadar güzellikler yaptılar." diyerek o kişinin gerçekten sürprizle karşılaşma durumu da olabilir. Onun için imanlı nesiller bırakmaya gayret göstermiştir ecdadımız. Ecdadımıza da bizim dua etmemiz gerekiyor. Vefa borcumuzdur. İşte iftarlar bir ibadettir. Sahur bir ibadettir aynı zamanda. Teravihler, teravih namazları ibadettir. Ramazan münasebetiyle yapılan ziyaretleşmeler, her türlü hal hatır sormalar, Ramazan’ı tebrik etmeler. Başka bir şey söyleyeyim ben size, çok basit bir ibadet: Ramazan geldi diye sevinmek bile ibadettir. Ramazan geldi diye sevinmek bile ibadettir. Onun için Ramazan ayı baştan sona ibadettir. Sonunda da Ramazan’ın sonunda bayram vardır” diyerek sözlerine son verdi.
Yalovanedio.com Haber Ajansı
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları