El-Ayak-Ağız Hastalığı: Sessizce Gelen Çocuk Salgını
El-Ayak-Ağız Hastalığı: Sessizce Gelen Çocuk Salgını
Prof Dr Vefik ARICA
Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi

 

Son yıllarda Türkiye’de ve Dünyada çocuk sağlığını tehdit eden virüslerden biri de el-ayak-ağız hastalığıdır. Özellikle yaz ve sonbahar aylarında salgınlara yol açabilen bu hastalık, kreş ve anaokulu çağındaki çocukları etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü son yıllarda tüm dünyada vaka sayılarında artış olduğunu belirtmektedir.

Türkiye ve Dünya Verileri

Dünya genelinde yılda yaklaşık 15-20 milyon vaka bildirilmektedir. Çin, Hindistan, Vietnam ve Malezya gibi ülkelerde dönem dönem büyük salgınlar yaşanmıştır. Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında yaklaşık 7.000 vaka bildirilmiş, bu sayı 2024'te 12.000’e yaklaşmıştır. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyükşehirlerde yoğunluk gözlemlenmiştir. Dünya genelinde 2018 yılında Çin’de büyük bir Enterovirüs 71 salgını yaşanmıştır. 

 

El-Ayak-Ağız Hastalığı Nedir?

El-ayak-ağız hastalığı, en sık olarak Coxsackie A16 ve Enterovirüs 71 adlı virüslerin neden olduğu, bulaşıcı bir çocukluk çağı hastalığıdır. Adını, ağız içi, el ve ayaklardaki döküntülerden alır. Hafif seyirli olmasına rağmen bulaşıcılığı yüksektir.

Nasıl Bulaşır?

Hastalık, hasta bireyin tükürüğü, burun akıntısı, dışkısı ve döküntü içeriği ile doğrudan temas yoluyla bulaşır. Ortak kullanılan yüzme havuzları, oyuncaklar, masa-sandalyeler, kapı kolları gibi yüzeyler hastalığın yayılmasını kolaylaştırır. Özellikle hijyen kurallarına dikkat edilmeyen kreş ve anaokullarında hızla yayılır.

Yüzme Havuzlarında El-Ayak-Ağız Hastalığı Riski

Yüzme havuzları, el-ayak-ağız hastalığı gibi temas yoluyla bulaşan enfeksiyonların yayılması açısından önemli risk taşıyan ortamlardan biridir. Özellikle çocukların yoğun olarak bulunduğu halka açık havuzlar, virüsün yayılmasını kolaylaştırabilir. Enfekte çocukların havuza girmesiyle birlikte suya bulaşan virüsler, diğer çocukların ağız, burun ve göz mukozaları aracılığıyla vücuda girebilir.

Araştırmalar, Enterovirüslerin (özellikle Coxsackie A16 ve Enterovirüs 71) klorlu havuz sularında kısa süreli de olsa canlı kalabildiğini göstermektedir. Bu nedenle, özellikle bağışıklığı düşük olan çocuklarda havuzdan bulaş riski göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, havuz kenarındaki oyuncaklar, şezlonglar, duş alanları gibi yüzeyler de bulaş zincirine katkı sağlayabilir.

Unutulmamalı ki; döküntüleri olan veya yakın zamanda hastalık geçirmiş çocukların en az 7-10 gün süreyle havuzlardan uzak tutulmasını önermekteyiz. Havuz işletmeleri ise düzenli klorlama, temizlik ve hijyen kontrollerini ihmal etmemelidir.

 

En Çok Hangi Çocuklar Etkilenir?

1-5 yaş arasındaki çocuklar en riskli gruptur. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf, kalabalık ortamlarda bulunan ve ağız hijyenine dikkat edilmeyen çocuklar daha sık etkilenir.

Hamileler Dikkat!

Hamile kadınlarda el-ayak-ağız hastalığı nadiren görülse de, hamileliğin son 3 ayında geçirilen enfeksiyonlar doğumda yenidoğan bebeğe bulaşma riski taşır. Bu nedenle gebelerin hasta bireylerle temas etmemesi önemlidir.

Aşısı Var mı? Tedavisi Nedir?

Hastalığa karşı henüz Türkiye'de ve Dünyada aşısı yoktur.Tedavi şikayetlere yöneliktir: ateş düşürücü, ağrı kesici ve sıvı desteği önerilir. Antibiyotik kullanımı kesinlikle etkisizdir.

Korunma Yolları

- Ellerin sık sık sabunla yıkanması
- Ortak oyuncak ve yüzeylerin dezenfekte edilmesi
- Hasta çocukların kreş ve okula gönderilmemesi
- Kişisel eşyaların paylaşılmaması

Aileler Ne Yapmalı, Ne Yapmamalı?

Hastalığın ilk bulgusu ağız içinde yara, ateş ve iştahsızlık olabilir. Sonrasında el ve ayaklarda döküntüler gelişir. Aileler, çocuğun hijyenine özen göstermeli, ateş yüksekse hekime başvurmalıdır. Çocuk istirahate alınmalı, bol sıvı verilmeli, ağız yaraları için ılık gıdalar tercih edilmelidir.

El-Ayak-Ağız Hastalığı Öldürücü Olabilir

Çoğu zaman hafif seyreden el-ayak-ağız hastalığı, nadiren de olsa ciddi komplikasyonlara ve ölümlere yol açabilir. Özellikle Enterovirüs 71 (EV71) kaynaklı enfeksiyonlar, merkezi sinir sistemi tutulumu yaparak menenjit, ensefalit veya kalp kası iltihabı (miyokardit) gibi hayati risk taşıyan durumlara neden olabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bazı Asya ülkelerinde yaşanan salgınlarda ölüm oranlarının arttığını, özellikle 5 yaş altı çocuklarda ciddi sonuçlar doğurduğunu bildirmiştir.

Çin, 2010–2014 yılları arasında WHO’ya bildirilen tüm el-ayak-ağız hastalığı (EAAH) vakalarının %87’sine (yaklaşık 11,3 milyon vaka) sahip olmuştur.
2013–2015 döneminde Çin'de yaklaşık 6,7 milyon vaka ve 325 ölüm bildirilmiştir.
Hastalık özellikle Asya-Pasifik bölgesinde önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır.

Ne Zaman Hekime Başvurulmalı?

Ateşin 2 günden uzun sürmesi, bilinç değişikliği, havale geçirme, ağız yaraları nedeniyle beslenememe, kas ağrısı, şiddetli halsizlik, solunum sıkıntısı gibi belirtiler, hastalığın ağır seyrettiğine işaret eder ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Ailelerin bu belirtileri dikkatle takip etmesi, gerektiğinde zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurması hayati önem taşır.

İlk Bulgular Nelerdir?

Ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, ardından ağız içinde aft benzeri yaralar ve avuç içi-ayak tabanında döküntüler şeklinde başlar. Bu belirtiler varsa çocuk mutlaka gözlem altına alınmalıdır.

 

Fikret MAZI
Official Verified Account

Yalova'nın En Hızlı Gazetecisi! / İHBAR HATTI / +90 551 207 34 15

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://yalovanedio.com/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Facebook Yorumları

Disqus Yorumları