BASIN AÇIKLAMASI
Enerji, kalkınmanın ve bağımsızlığın temel taşlarından biridir. Türkiye'nin enerji ihtiyacı her geçen yıl artarken, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar ülkemizin geleceği için kritik önem taşımaktadır. Bu bağlamda hayata geçirilmesi planlanan Yalova Termal Çağlayan HES Projesi, bilimsel ve teknik analizlerle desteklenmiş bir enerji yatırımı olup, tartışmalara açık bir şekilde ele alınmalıdır. Ancak, konu hakkında gerçek dışı spekülasyonlar ve yanlış bilgilendirmeler kamuoyunda yanlış algılar oluşturmaktadır.
Sosyal medyada büyük laflar etmek kolay, hele ki herhangi bir teknik bilgiye sahip olmadan ahkâm kesmek daha da kolay. Ancak mühendislik bilim ve analiz işidir, içi boş sloganlarla yapılan duygu sömürüsü değil. “ÇIKAR GRUPLARINI RAHATSIZ ETMEYE DEVAM EDİYORUZ” diye başlanan propaganda metinleri, teknik gerçeklerden uzak, sadece algı oluşturmaya yönelik söylemler içermektedir. Gerçek mühendisler veriyle konuşur, spekülasyonla değil.
Öncelikle bilinmelidir ki, hidroelektrik santralleri karbon salınımı düşük, uzun vadede sürdürülebilir ve dışa bağımlılığı azaltan enerji kaynaklarındandır. Gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere pek çok ülke, enerji güvenliğini sağlamak için yenilenebilir enerji projelerine yönelmektedir. Ancak ne yazık ki, bazı kesimler hidroelektrik santrallerini tamamen doğaya zarar veren bir unsur gibi göstermeye çalışmaktadır. Oysa ki modern mühendislik uygulamalarıyla bu etkiler minimize edilmekte, balık geçitleri, ekolojik akış düzenlemeleri ve sürdürülebilir su yönetimi gibi çözümlerle doğa ile uyumlu projeler hayata geçirilmektedir.
Bazı iddiaların ise bilimsel temelden uzak olduğu görülmektedir. "Doğa yok olacak", "iklim daha da kötüleşecek", "turist gelmeyecek" gibi ifadeler gerçeklere dayanmamaktadır. Büyük baraj göllerinin mikro iklim üzerinde etkisi olabilir, ancak bu etki genellikle abartılmakta ve bilimsel analizlerle desteklenmemektedir. Bunun yanı sıra, "arıcılık bitecek" veya "köyler taşınacak" gibi iddialar, somut ekolojik analizler ve bilimsel verilerle ortaya konmadan görüş bildirilmesi anlamına gelmektedir.
Daha da ilginci, "Bu ülkenin dışına çıksanız elinize pense verilmeyecek yerel mühendis diplomalılar…" diyerek küçümsenen mühendisler, ülkenin enerji sistemlerini, altyapı projelerini ve sürdürülebilir gelişimini tasarlıyor. O çok sevdiğiniz ‘milyar dolar kazandıracak turizm yatırımları’ dediğiniz şey bile mühendislerin planladığı altyapıya bağlıdır. Varsayımlar ve sloganlarla ekonomiye katkı sunamazsınız.
Bir de ‘Her şey çivi değildir, siz de çekiç değilsiniz’ gibi mühendisleri küçümseyen ifadeler var. Ironiktir ki bunu yazan kişi, teknik konulara dair bir tornavida bile kullanmış mıdır? Mühendislik, doğayla uyumlu çözümler üretme mesleğidir, boş ideolojik söylemlerle insanları yanlış yönlendirme sanatı değildir.
Ayrıca, proje hakkında alternatif yer önerileri sunanların da bilimsel verilere dayanarak konuşması gerekmektedir. "Ortaburun Köyü daha uygun" gibi ifadeler sadece coğrafi konumdan ibaret değil, hidrolojik, jeolojik ve mühendislik analizleriyle de desteklenmelidir. Enerji projeleri, salt siyasi veya bölgesel çıkarlarla değil, veri bazlı teknik analizlerle belirlenmektedir.
Sizler tabii ki Fransa'yı, Avrupa'yı örnek alacaksınız, çünkü onların sözde sosyal medya gazetelerine ve sözde yerel gazetelere algı yaratmaları için nasıl destek verdiğini halk olarak 6 Şubat depremlerinden beri biliyoruz. Ancak Yalova halkı, kimin neyin peşinde olduğunu çok iyi biliyor ve bu tür algı oyunlarına kanmayacak kadar bilinçli. Avrupa'nın ikiyüzlü politikalarını eleştirirken Fransa'yı örnek göstermek trajikomik. Fransa, Afrika'da 14 ülkede para bastırıyor, hammadde sömürüyor, nükleer santralleri için Nijer’den uranyum çıkarırken Nijer nüfusunun %90'ı elektriksiz yaşıyor. Gerçek çözüm, Avrupavari (sömürgeci) bakış açısından kurtulmak ve bilimsel çözümlerle ilerlemektir. Çözüm, sosyal medyada duygu sömürüsü yaparak 'muhalefet' oynayanlardan değil, gerçek mühendislerden gelmelidir.
Son olarak, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güvence altına almak için hidroelektrik projeleri de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak zorundayız. HES projeleri sadece enerji üretmekle kalmaz, su yönetimini sağlar, taşkın kontrolüne yardımcı olur ve tarımsal sulamaya destek sunar. Bilim ve teknolojiyle şekillendirilen projeler sayesinde, hem doğayı koruyarak hem de enerji ihtiyacımızı karşılayarak sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz.
Özetle, teknik bilgi ve analiz olmadan konuşmak, mühendislikle ilgili yorum yapmak kimsenin hakkı değildir. Gerçek mühendisler bilimle, rakamlarla, fizibilite ile konuşur. Büyük harflerle sansasyonel söylemlerle yazılan metinler, bilim karşısında hükmünü yitirir. Eğer çözüm arıyorsanız, önce gerçek verilere bakın, mühendisleri ve bilim insanlarını dinleyin. Yoksa sadece sosyal medya aktivisti olarak kalırsınız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Can Bartın AKDEMİR - Harita Mühendisi - Mimar ve Mühendisler Grubu Yalova İl Başkanı