Anahtar Parti Yalova İl Başkanı Hüseyin Özdemir, Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen yaşanan acıların hala taze olduğunu belirterek, eksik planlama ve yetersiz kriz yönetimi yüzünden felaketin boyutlarının büyüdüğüne dikkat çekti.
Özdemir, açıklamasında şunları dile getirdi: “İki yıl önce meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısı ilk günkü tazeliğiyle yüreklerimizi yakmaktadır. Anahtar Parti olarak, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, hâlâ tedavi gören yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. 11 il, 124 ilçe, 6929 köy ve mahallede ağır yıkımlara neden olan bu depremlerde 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız da yaralandı. 14 milyon vatandaşımız doğrudan etkilendi ve yaklaşık 1.74 milyon vatandaşımız bölgeden geçici koruma kapsamında göç etti. Meydana gelen depremler sonucunda 35 bin bina yıkılmış, 17 bin binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179 bin binanın ağır, 40 bin binanın orta ve 431 bin binanın az hasarlı olduğu tespit edilmiştir. 6 Şubat’ta meydana gelen bu depremler, can kaybı ve ağır hasar bakımından içinde bulunduğumuz yüzyılda ülkemizde meydana gelmiş en büyük depremlerdir. Ancak, saha deneyimlerimiz bu yüksek kayıp oranlarının sadece afetin etkilerinden kaynaklı olmadığını, eksik planlama ve yetersiz kriz yönetiminden de kaynaklı olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Resmi rakamlara göre, depremzede vatandaşlarımıza 201 bin konutun anahtarı teslim edilmiştir. Bu veri ışığında, şu soruyu sorma hakkımız olduğunu düşünüyoruz: “Canlarımızı kaybetmeden önce çalıştaya konu edilmiş, tatbikatları çalışılmış bölgede bu konutlar inşa edilse veya binalar güçlendirilmiş olsa idi bu kadar canımızı kaybeder miydik?” Deprem öncesinde alınamayan tedbirler ve deprem sırasında devam eden koordinasyonsuzluk bilançonun ağırlaşmasına sebep oldu. Deprem sonrasında ise vatandaşlarımız barınma, beslenme, asbest, yanlış atık yönetimi ve daha birçok sebepten dolayı halk sağlığı tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bölgede özellikle hava ve su kirliliğine bağlı olarak kronik hastalıklar artacaktır. Depremden sağ kurtulan vatandaşlarımızı da hastalıklara mı kurban verelim? Halk sağlığı, çevre mühendisliği gibi alanlarda bilim insanlarına danışılmalıdır.
Türkiye bir deprem ülkesidir ve nüfusumuzun %95’i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır. Geçmişte birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrama riskimizin olduğu bir gerçektir. Bu tür afetlere karşı önceden alınması gereken tedbirlerin, depreme hazır olmanın ve toplum tabanlı etkili bir afet yönetimi sisteminin oluşturulmasının hayati bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Anahtar Parti olarak, depreme karşı daha güçlü bir altyapı ve dayanışma için gerekli politikalarımız ile afetlere karşı daha hazırlıklı bir ülke için gereken tüm adımları atmaya kararlıyız.
Meydana gelen afetlerin sıklığı ve şiddeti her geçen gün artmaktadır. Afetlerin olumsuz etkileri tamamen ortadan kaldırılamasa da azaltılabilir. Ülkemizin can damarı olan İstanbul için beklenilen büyük depreme adım adım yaklaşıyoruz. Yöneticilerimizden bu gerçeği göz ardı etmemelerini istiyoruz. Afet yönetimi, siyasi çekişme alanlarının dışında tutulmalıdır. Milyonlarca vatandaşımız maalesef ölümle burun buruna. Yöneticilerimizi ciddiyete davet ediyoruz.
Anahtar parti olarak, yaşadığımız büyük afetlerden ders alarak, gelecekte meydana gelebilecek afetlerde daha etkili bir müdahale için kapsamlı bir afet planı ve deprem hazırlıklarının gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Bu vesileyle bilim insanlarının “Bingöl Karlıova’da deprem bekliyoruz” uyarılarını, hükümetin ne kadar dikkate aldığını merak ediyor ve hükümeti uyarıyoruz. Hatırlatıyoruz Bingöl Karlıova’da deprem risk analizini yaptınız mı? Varsayılan deprem bu bölgede olursa afeti yönetme planınız var mı?
Unutmayın riski yönetemeyen afeti yönetemez. Çeyrek asıra yakın zamandır tüm yetki ve sorumlulukları kendinde toplayan hükümete soruyoruz; Sorunları sürdürülebilir sorunlar olmaktan çıkarmaya niyetiniz var mı yoksa yönetimsel yanlışlarınızdan kaynaklı doğal afetleri yine asrın felaketine mi dönüştüreceksiniz?
ANAHTAR PARTİ olarak Türkiye’nin Geleceğini Güvence Altına Almak Bizim En Büyük Sorumluluğumuzdur.
6 Şubat depremleri, sadece bir felaket değil, aynı zamanda Türkiye’nin afet yönetimi, şehirleşme politikaları ve kamu yönetimi açısından ciddi bir dönüm noktasıdır.
Bizler, bu ülkenin geleceğini güvence altına almak, benzer acıları bir daha yaşamamak için sorumluluk almaya hazırız. Bilimin ışığında, liyakatli kadrolarla, şeffaf yönetim anlayışıyla ve halkımızla el ele vererek, Türkiye’yi depreme dayanıklı hale getirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bugün, sadece kaybettiklerimizi anma günü değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceği için harekete geçme günüdür.
Unutulmamalıdır ki, doğal afetler engellenemez, ancak alınacak önlemlerle can kayıpları ve yıkımlar en aza indirilebilir. Türkiye’nin artık bu gerçekle yüzleşmesi ve gerekli adımları kararlılıkla atması gerekmektedir. Bu vesileyle, depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyoruz. Türkiye’yi daha güvenli, daha dirençli bir ülke haline getirmek hepimizin sorumluluğudur.”
Yalovanedio.com Haber Ajansı
https://www.yalovagazetesi.com/sehirlerimizi-halkimizi-ve-gelecegimizi-korumaya-kararliyiz